secici-konusmamazlikselektif-mutizm-nedir
Çocuğun başka durumlarda, ortamlarda konuşuyor olmasına rağmen özgül bir takım toplumsal durumlarda sürekli konuşmaması ile kendini gösteren psikolojik bir
Okul veya oyun grupları gibi konuşması beklenen toplumsal durumlarda konuşmayı her şart altında reddeder. İhtiyaçlarını ve duygularını kafasını sallayarak işaret ederek belli eder,ya da istediği anlaşılana kadar hareketsiz ve tepkisiz kalır.
Seçici konuşmamazlığı olan çocuklarda yoğun olarak utanma, çekinme ve sosyal geri çekilme gibi kaygı belirtileri gözlenmektedir.
Belirtileri
İlk belirtiler 1-3 yaş arasında kendini gösterir. Utangaçlıktan,toplum korkusu ve özellikle sosyal ortamlarda konuşmadan çekinme ana belirtilerdir.
Seçici konuşmamazlığın tanı kriterleri şu şekilde belirlenmiştir:
* Çocuk başka durumlarda konuşurken, bir takım toplumsal durumlarda sürekli bir konuşmamazlık,gösterir.
* Çocuğun konuşmaması, onun eğitimini,mesleki başarısını ve sosyal iletişimini bozar.
* Bu sorunun süresi en az 1 aydır(Okula başladıktan sonraki ilk ay hariç)
* Konuşamama konuşulan dili bilmeme veya o dili
* Bu sorun bir iletişim bozukluğu(örneğin; kekemelik),yaygın gelişimsel bozukluk veya psikotik bir süreçle açıklanamaz.
Nedenleri
Nedenleri tam olarak belli olmamakla beraber seçici konuşmamazlığı olan çocukların ailelerinde yüksek oranda, seçici konuşmamazlık sosyal fobi ve kaçınma bozukluğunun varlığı,dikkat çekicidir.Bu sosyal kaygının genetik olarak taşındığı ve bu çocuklarda konuşmamanın sosyal fobinin bir belirtisi olduğu görüşünü desteklemektedir.
Hangi çocuklarda görülür?
Çocuklarda selektif mutizme genel olarak okul çağı dönemlerinde rastlanmaktadır. Okula başlayan çocuklar da utanma duygusunun yoğun olması çok normal olan bir durumdur. Ama seçici konuşamazlığı olan çocuklar çok ileri düzeyde utangaç saplantıları olan,endişeli çocuklardır.Bu çocuklar sosyal ortamlarda diğer arkadaşlarına göre daha utangaç daha içe kapanık endişeli ve ürkektirler.Yapılan araştırmalarda bazı çocukların kendi
Tedavi
Seçici konuşmamazlık bir kaygı bozukluğu olarak düşünüldüğüne göre tedavinin hedefleri de öncelikle kaygıyı azaltmak, özgüven ve benlik saygısını yükseltmek ve sosyal durumlarda
Tedavi aile terapisi, çocuğun davranışlarının iyi okunduğu bir oyun terapisi, bilişsel davranışçı yöntemler ve ek olarak belki ilaç tedavisinin birlikte harmanlandığı bir süreci içermelidir. Bu konuda tecrübeli uzman bir terapist eşliğinde, aile ve okul işbirliği içinde çalışarak sorunun üstesinden gelmeye çalışmalıdırlar.
Seçici konuşmamazlık sorununa sahip olan çocuklar tedavi edilmedikleri takdir de yetişkinlik çağına kadar sosyal gelişimleri ciddi şekilde zarar görmüş, akademik olarak başarısız, özgüven problemleri olan,sosyal olarak izole ve içine kapanık devam edip,yetişkinlikte sosyal ve mesleki bakımdan yetersiz,kaygı bozukluğu veya depresyona yatkınlığı olan kişiler haline gelmeleri muhtemeldir. Bu nedenle anne babaların çocuklarında bir veya bir kaç ortamda konuşmama durumu fark ettiklerin de zaman kaybetmeden mutlaka seçici konuşmamazlık konusunda tecrübeli bir uzmana başvurup tedavi sürecine başlamalıdırlar.
Selcan Gülbiçer Sarıaltın